Sami el-Ureydî: "Cihad Hareketi, Müslüman Halklar ve Çıkmaz Yol" (Arşivden)

Sami el-Ureydî: "Cihad Hareketi, Müslüman Halklar ve Çıkmaz Yol" (Arşivden)

İslamî/Cihadî hareketlerin fikir ve ilim adamları arasında son yıllarda ortaya çıkan Ümmet’in Cihadı (Cihadu’l-Ummah) - Seçkinlerin Cihadı(Cihadu’n-Nukbah) tartışması üzerine Suriye sahasındaki önemli isimlerden Ürdünlü Şeyh Samî el-Ureydî tarafından kaleme alınan makalenin Türkçe tercümesi.

Cihad Hareketi, Müslüman Halklar ve Çıkmaz Yol

Cihad hareketinin değişimde çıkmaz yola girdiğine dair bazı sözler okuyoruz. Bu sözün sahiplerine göre mutlaka bu bağlamdan çıkıp ümmet mefhumu ve ümmetin cihadı bağlamına girilmeli.

Biz bu söz üzerinde kısaca durmak istiyoruz:

Birincisi : Biz Şeyh Ebu Muhammed el-Makdisi’nin (Allah onu korusun) takdimi ile ümmetin cihadı ve saldıran düşmana karşı cihadın zorunluluğu hakkında konuştuk. Bu herkesin kabul ettiği meselelerdendir. Fakat ihtilaf anlayışta ve uygulamada vuku bulmaktadır. Burada aynı sözleri tekrar etmeyeceğiz. (İsteyen Şeyh Makdisi’nin risalesine baksın.)

İkincisi: Biz, bu söz ve teorinin sahiplerine deriz ki: Eğer cihad hareketi değişimde çıkmaz yola girdiyse, birçok ülkedeki ayaklanan (devrimci) halk bugün nereye ulaştı? Özellikle Mısır ve Tunus gibi halkın ayaklanmalarına sahip çıkılmayan ülkelerde.

Ve ortada cihad hareketini şu ana kadar takip eden muteber bir hareket de mevcut değil.

Bu devrimler bu zamanın firavunlarının en pis hükmüyle sonuçlanmadı mı?

Sizin görüşünüze ve teorinize göre bizim şöyle  dememiz doğru olur mu? Halklar akabinde Sisi ve emsallerine teslim oldukları ayaklanma tecrübeleri ile çıkmaz yola girdiler,  halkın devrimi ve ümmetin cihadı bağlamından çıkıp hareket ve örgütlerin cihadına girilmeli!

Bu sözü insaf sahibi birinin söylemesini beklemiyoruz. Lakin bu gibi olaylarda şöyle söylenmesini bekliyoruz : Bize düşen cihad hareketinin tecrübelerindeki ve hedeflerini gerçekleştirmek için ayaklanıp bundan men edilen halkın devrimindeki sorunların sebeplerinden ders çıkarmak.

Bu sebeplerden en önemlisi; düşmanın, halklar ile sadık ve güvenilir olan hareket ve Emirler arasında ayrılık ve kopukluk meydana getirmesinde başarılı olmasıdır. Halkların bu sadık ve güvenilir olan hareket ve Emirleri dikkate almaması ve sorumluluk yüklenmemesi de en önemli sebeplerdendir. Sözcülerin bu konuyu vurgulamaları gerekir…

(Ümmetin cihadı ve ümmetin cemaatleri) risalemizde beyan ettiğimiz gibi kesinlikle değişim süreci tecrübe ve sadakat ehline devredilmeli.

Halklar onları dikkate almalı ve bu yolda sebat etmeliler.

Bazılarının gafil olduğu bu tehlikeli mesele üzerinde yoğunlaşılmalı ve buna dikkat çekilmelidir.

Ümmetin değişim için, dünya ve ahiret saadeti için sebat edenlerin ve sadıkların komutanlığına yönelmesi ve bunun için sebat etmesi, bu yolda fedakarlık göstermesi ve de sorumluluk yüklenmesi gerekir.

Tarih olayları bizim için en büyük ibret ve nasihattir.

Allah’ın onları Kur’an’da zikretmesiyle kıyamete kadar kıssaları okunacak olan Ashab-ı Uhdud kıssasına bak ve onu ölçü bil.

Müslüman halk, cihad hareketi, sadıklar ve salihlerin hiçbiri çıkmaz yola girmediler.

Lakin yollarında bazı engeller var ki bunların giderilmesi gerekir.

Ta ki Allah’ın izniyle imkan dahilinde ve gücün yettiği kadar geçmiş çaba ve tecrübelerden istifade ederek hak ve taraftarları, batıl ve taraftarlarını def etmeye devam edip bunu tamamlayıncaya kadar, Allah en iyi bilendir.

Dr. Sami el-Ureydî

Kaynak: Ümmetislam