Selahaddin Şişani: "İzzeti başka şeylerde ararsak o zaman Allah üzerimize zilleti indirir" (Arşivden)

Selahaddin Şişani:  "İzzeti başka şeylerde ararsak o zaman Allah üzerimize zilleti indirir" (Arşivden)

Suriye'deki en önemli Çeçen komutanlardan Selahaddin Şişeni (Feyzullah Margoşvili), Kuzey Hama'da Esed rejimi ve bağlı Şii çetelere karşı savaşırken Rus bombardımanı neticesi Aralık 2017'de şehid düştü. Önemine binaen, şehadetinden 2 yıl önceki röportajını yayınlıyoruz.

* * *

Emir Selahaddin Şişani’nin “Ümmet-i İslam” sitesiyle 2015 yılındaki röportajı

Mazlum Suriye halkının 2011 yılında Nusayri-Baas yönetimine karşı kıyama kalkmasının ardından başlayan mücadele, kısa süre içerisinde bir iç savaş olmaktan çıkıp tüm bölgesel ve küresel güçlerin yerini aldığı büyük bir çatışmaya dönüştü.

Dünyanın doğusu ve batısındaki tüm müstekbirler, zalim Esed rejimine doğrudan ve dolaylı yoldan güç aşılarken bu mazlum halkın yardımına koşan ise sadece İslam ümmetinin çeşitli coğrafyalarından gelen sadık ve vefakar mücahidler oldu.

Kafir Esed rejimi ve sözde İslam cumhuriyeti(!) Mecusi İran’ın önderliğindeki Şii militanlara karşı sahada en etkili direnişi gösteren gruplardan biri de Kafkasya Emirliği hareketinin Biladu’ş Şam’da faaliyet gösteren kolu olan Ceyşu’l Muhaciriyn ve’l Ensar (Muhacir ve Ensar Ordusu)… Rejim güçleri ve Şii destekçilerine karşı cephelerdeki askeri başarıları kadar mazlum Suriye halkıyla olan iyi ilişkileriyle de öne çıkan Muhacir ve Ensar Ordusu’nun genel emiri Selahaddin Şişeni (Çeçen), bağımsız İslami haber portalımız “Ümmet-i İslam”ın kendisine ulaştırdığı sorulara cevap verdi.

Emir Selahaddin Şişeni ile yaptığımız röportajı takipçilerimize takdim ederiz:

Ümmet-i İslam: Emir Selahaddin! Öncelikle bizimle röportaj yapmayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.

Bundan sonra;

Kısa süre evvel size yönelik bir suikast girişimi oldu. Fakat Allah’ın dilemesiyle siz değil bir başka mücahid -Ukkaşe ed-Dağıstani- şehid oldu(inşallah). Sizin için bir mahsuru yoksa bu olayla ilgili bilgi verebilir misiniz?

Selahaddin Şişeni: Biladü’ş Şam’daki mücahid liderlerine yönelik suikast girişimleri, olağandışı şeyler değildir. Kardeşlerimiz, Ukkaşe’nin şehid düştüğü bu saldırının faillerini bulmaya yönelik bu eylemi halen araştırmaktadır. Nihayi sonuca varmak için acele etmiyoruz. Allah izin verirse er ya da geç bu olayın faillerini bulacağız.

Ümmet-i İslam: Özellikle sizin cemaatinizin de etkin olduğu Suriye’nin kuzey cephelerinde mücahidlerin genel durumu nasıl? Bunun dışında İslami hareketlerin yakın gelecekteki perspektiflerine dair neler söyleyebilirsiniz?

Selahaddin Şişeni: Bizim ve diğer İslami cemaatlerden olan kardeşlerimizin durumu elhamdülillah her geçen gün daha iyiye gitmektedir. Ve bu, yalnızca kafirlere başarılı bir karşı saldırı düzenlediğimiz ve onların Halep’i kuşatma planlarını suya düşürdüğümüz ameliyye ile de sınırlı değil. İslami ketibeler arasında son dönemde oldukça iyi bir anlaşma ve etkileşim oluşmaya başladı. Operasyonlar artık ortak bir merkezden idare ediliyor. Bana göre bu bile çok büyük bir başarıdır. İnşallah bunun İslami ketibe ve cemaatlerin vahdeti için büyük bir adım olduğunu umuyoruz. Fakat bu hususta çok da aceleci davranamayız. Cihad alimlerinin bizlere tavsiye ettikleri gibi, büyük grupların küçüklerin gücünü absorbe etmemeleri için en küçük gruplara karşı dahi hassas davranmalıyız.

Ümmet-i İslam: Yeni oluşumunuz “Ensar ed-Din Cephesi” hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu cephe hangi cemaatlerden oluşuyor ve cepheyi oluşturan cemaatlerin birbirleriyle olan ilişkisi nasıl?

Selahaddin Şişeni: Bizler Muhacir ve Ensar Ordusu(Ceyşu’l Muhaciriyn ve’l Ensar) olarak, içerisinde pekçok Türkiyeli kardeşimizin de yer aldığı Fecru’ş Şam İslami Hareketi, Şam el İslam Hareketi ve Ketibetu’l Hadra ile bir ittifak oluşturduk. Daha sonra Ketibetu’l Hadra (Yeşil Tugay), Muhacir&Ensar Ordusu’na katılmak isteğini dile getirdi, biz de bunu memnuniyetle kabul ettik. Bu önemli fedakarlığı şeriat komitesine başkanlık eden kardeşimiz Mutasım yaptı. Bizler artık müşterek hedeflerimiz ekseninde bir saf tuttuk. Bizler bu kardeşlerimiz hakkında yanılmadık ve onlar da kendilerinin en güzel hasletlerini gösterdiler. Bizler onlardan ve onlarla olan bu birlikteliğimizden son derece memnunuz.

Ümmet-i İslam: Muhacir ve Ensar Ordusu, Amerika Birleşik Devletleri tarafından “Uluslararası Terör Örgütleri” listesine dahil edildi. Bu konu hakkındaki yorumunuz nedir?

Selahaddin Şişeni: Buna ne denir, ben de bilmiyorum. Aslında bu gibi haberler benim hiç ama hiç umrumda değil. Fakat yine de diğer mücahidlerin bu konudaki fikirlerini sordum ve onların bu “liste” konusunda benden de “umarsız” olduklarını gördüm.

Ümmet-i İslam: Suriye’de “İslam Devleti” grubuyla Nusret Cephesi, Ahrar eş-Şam İslami Hareketi gibi diğer İslami cemaatler arasındaki çatışmalar devam ediyor. Ensar ed-Din Cephesi’nin bu konudaki duruşu nasıl?

Selahaddin Şişeni: Biz, bu soruna ilişkin konumumuz hakkında asla konuşmadık. Fakat bu durum, Müslüman kanını akıtmayı kolaylaştıranlar için asla mazeret olamaz. Bizler kafirlerle olan dışında kimseyle savaşmaya hevesli değiliz ve kafirlere karşı savaş bizim temel hedefimizdir. Fakat herhangi birisi bize saldırmaya yeltenirse o zaman karşılığını alacaktır.

Ümmet-i İslam:  Yerel halkla ve ensardan olan mücahidlerle ilişkileriniz nasıl? Özellikle Devle Cemaati (IŞİD) ve diğer cemaatler arasında patlak veren çatışmadan sonra ensar(Suriyeliler)ın muhacirlere karşı tutumunda değişiklik oldu mu?

Selahaddin Şişeni: Elhamdülillah, bu fitne sonrası bizim cemaat olarak bu fitneye ilişkin net tavrımız sebebiyle yerel halk ve ensar mücahidlerle olan ilişkimiz öncesinden de daha iyi bir hale geldi. Onlarla daha da yakınlaştık ve tıpkı öz kardeşler gibi olduk. Biz onlardan sürekli misafirperverlik ve hayır gördük. Müslümanların kalplerini birleştiren Allah(c.c.)’a hamd olsun!

Ümmet-i İslam: Sizin kendi memleketiniz Kuzey Kafkasya’da yıllardır cihad devam ediyor. Buna rağmen Kafkasyalı mücahidleri Suriye’ye gelmeye sevk eden nedir?

Selahaddin Şişeni: Buradaki herkesin farklı bir sebebi var. Mesela ben, daha önce bir grup kardeşle birlikte Gürcistan’dan Dağıstan ve Çeçenya’ya geçmek istemiştim. Bu olayın, hakkında bizim İslami haber sitelerinde yazılan farklı bir hikayesi var. Biz Çeçenya’ya gitmek istedik ancak kader böyleymiş ki kendimizi Suriye’de bulduk. Ben o zaman Emir Dokku Ebu Osman(rahimehullah)’a biat etmiştim, şimdi de Ali Ebu Muhammed’e biatliyim. Ve eğer İmarat Kavkaz emiri beni çağırırsa o zaman Muhacir ve Ensar Ordusu emirliğini bırakır ve onun istediği yere giderim.

Ümmet-i İslam: Dağıstan ve Çeçenya vilayetlerindeki bazı komutanlar, Kafkasya Emirliği lideri Şeyh Ali Ebu Muhammed’e olan biatlerinden rücu ederek “İslam Devleti” örgütü lideri Ebubekir el-Bağdadi’ye bağlılıklarını bildirdiler. Böylece Kafkasya’daki mücahidler arasında da bir ayrılık ortaya çıktı. Bu durum hakkında ne söylemek istersiniz?

Selahaddin Şişeni: Cahiliyye üzere yaşan bir kişi için bile değil yemini, herhangi bir söz verdiğinde bunu yerine getirmek onur meselesidir. Zaten Kafkasya’da eski çağlardan beri bu böyledir. O halde kendilerini cihada ve mücahidlere nispet eden insanlar geçerli bir sebep olmadan beyatlerini ihlal ediyorlarsa o halde ben onların İslam’dan ve Şeriatten çok uzaklara gittiklerini düşünürüm. Ve ben onların tanıyıp bildikleri Ali Ebu Muhammed’i bırakıp hiç tanımadıkları İbrahim Avvad(Ebubekir Bağdadi)’a biat ederlerken sadece heva ve heveslerinin peşinden gittiklerini zannediyorum. Ancak bunlar benim çok da umrumda değil. İnsanların yaptıkları ancak kendilerini bağlar. Belki de böylece, mücahidlerin saflarının temizlendiğini düşünüyorum. Allah en iyi bilendir.

Ümmet-i İslam: Bu fitneye ilişkin Kafkasya’daki mücahidlere ne gibi nasihatlerde bulunmak istersiniz?

Selahaddin Şişeni: Bu da önceki sorunun devamı gibi oldu. Şunları eklemek isterim ki; biz Müslümanlar, bu dünya hayatının bir imtihan olduğunu ve bu imtihanın ölene kadar son bulmayacağını biliriz. Genç Müslümanların ailelerinden, akrabalarından, yakınlarından ve kendilerini evlerine bağlayan tüm bağlarını bir kenara iterek cihada çıkmaları ilk büyük zaferleridir. Fakat pek çok insan, imtihanın henüz bitmediğini unutarak rehavete kapılıyor. Ve imtihan kesinlikle sadece çatışmalar, bombardımanlar ve düşmanın yoğun saldırılarından ibaret değildir. En önemlisi, doğru yoldan sapmamaktır. Olur da silahlı bir adam, şüpheli hallere düşüp yanlış bir savaşın içine girebilir. Eğer genç ve tecrübesiz bir Müslüman, nasıl davranacağını bilmiyorsa o zaman ilim ehline danışmalıdır. Alimlerin yönlendirmesine ve bu konu hakkında ne dediklerine dikkat etmelilerdir. Cihad ulemasının bu sorun hakkında çok fazla beyanatı olmasaydı dahi bir Müslüman’da kendisini açıkça ihtilafa ve haddi aşmaya davet edenlerin arkasından gitmemek için gerekli sağduyu ve dikkat olmalıydı.

Şeyhülislam İbn-i Teymiyye(rahimehullah)’a, en büyük kerametin ne olduğunu sorduklarında şöyle dediği rivayet edilir: “En büyük keramet, hayatının sonuna kadar istikamet üzere sebat etmektir.”

Ümmet-i İslam: “Ümmet-i İslam” websitemiz aracılığıyla Türkiye Müslümanlarına iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Selahaddin Şişeni: Evet, ilk başta kendime sonra Türkiyeli kardeşlere ve diğer Müslümanlara ecdadımızın şanlı tarihini hatırlatmak isterim. Bizler tarhimizle, Kafkasya’da İmam Mansur ve İmam Şamil’in mücadeleleriyle iftihar ediyoruz. Yine bütün İslam ümmeti, Osmanlı hilafetinin tarihiyle iftihar ediyor. Tarihimizde Muhammed Fatih (Fatih Sultan Mehmed) ve diğer salih atalarımızdan gurur duyuyoruz.

Ve herkese şunu hatırlatmak isterim ki; izzet, yalnızca İslam’da olabilir. Bizler izzeti başka şeylerde ararsak o zaman Allah(c.c.), üzerimize zilleti indirir.

Allah, bizleri hak yolunda ve cihad yolunda sabit kılsın!

Her şey için teşekkürler. Allah, bu yolda sizlere de yardım etsin! Sizleri mükafatlandırsın ve hayırlara iletsin.

Fi EmaniLLAH…

Röportaj: Cüneyt Asım DURU